Endüstride; içme suyunun iyileştirilmesi, atık su yönetimi, saf su eldesi, balıkçılık, tarım, kağıt, gıda ve boya sanayi gibi pek çok uygulama alanı bulunan ozon (O3) özellikle kaynak sularında dezenfektan olarak, gıdalarda tazeliğin korunması ve depolama ömrünün uzatılması amacıyla kullanılan bir maddedir.
Yeme ve İçme Sektör Uygulamaları: Özel Su - Musluk Suyu
Organik maddeler, canlı organizma faaliyetleri, inorganik bileşikler, endüstriyel atıklar, klorlama, yüksek mineral konsantrasyonu, çözünmüş gazlar gibi faktörler suda kötü tat ve kokuya neden olurlar. Uygun koşul ve miktarlarda olmak koşuluyla ozonlama işlemi yapılarak suda renk giderimi, koku ve tat kontrolünü sağlamak mümkündür.
Ozon oksidasyon gücü çok yüksek ve bilinen en güçlü dezenfektandır. Yüksek oksidasyon gücü bakterilerin yok edilmesinde tam etkin durumdadır. Suya ozonun 4 ile 10 Dakika arasında uygulanması dezenfeksiyon için yeterlidir. Kimyasal kalıntı bırakmaması, düşük maliyet ve düşük işletme giderleri nedeniyle de uzun süredir yaygın olarak güvenle kullanılmaktadır.
Antimikrobiyal Etkisi Ozon; bakteri, fungus, protozoa, virüs ile bakteriyel ve fungal sporlara karşı güçlü ve geniş spektrumlu bir antimikrobiyal ajandır. Ozon antibakteriyel etkiyi, bakteriyel hücre yüzeyinde hasar oluşturarak göstermektedir. Sonuç olarak hücre zarındaki çift bağlı doymamış lipitler etkilenmekte, gram negatif bakterilerdeki lipoprotein ve lipopolisakkarit tabakaları etkilenerek hücre zarı geçirgenliğinin değişmesine sebep olmaktadır ve hücre lizisi gerçekleşmektedir. Bakteriyel hücre duvarı ve viral kapsitlerde bulunan peptidoglukan tabakasındaki Nasetil glikozamin, sulu ortamda ozon uygulamasına karşı pH 3-7 arasında iken direnç gösterebilmektedir. Glikozamin ozonla hızlı reaksiyona girerken, glikoz degradasyona karşı kısmen direnç göstermektedir. Dolayısıyla gram pozitif bakteriler, gram negatiflere göre hücre duvarında daha fazla peplidoglukan tabakasına sahip olmalarından dolayı ozona karşı daha fazla direnç göstermektedir.Ozon işlemi sonrası mikroorganizmada enzim dehidrojenasyon sistemi de parçalanmakta ve hücre solunumu etkilenerek ölüm gerçekleşmektedir. Enzim sistemindeki etki için diğer bir görüşte sülfidril gruplarının oksidasyonuyla (SH-‘nin SS’ye dönüşümü) ölümün gerçekleştiği şeklindedir. Ozon ayrıca mikroorganizmaların genetik materyalinde hasara da sebep olmaktadır.
Dünyanın birçok ülkesinde, içme sularının sterilizasyonunda ve şişe su üretimi yapan firmaların tamamında ozon kullanılmaktadır. Ozonun içme sularının sterilizasyonunda kullanılmasının en önemli nedeni, kısa sürede ve etkin bir dezenfeksiyon sağladıktan sonra oksijene dönüşerek ortamdan ayrılması ve kalıntı bırakmamasıdır.
İçme sularında ozon uygulamasının avantajları;
- Su içerisindeki patojen (insan sağlığına zararlı) mikroorganizmaları yok eder.
- Klordan 3125 kat daha etkilidir
- Çok güçlü oksidasyon yapısı nedeniyle sudaki demir, mangan, arsenik, gibi insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olan maddeleri de yok eder.
- Suyun oksijen konsantrasyonunu artırır.
- Sertlik derecesini düşürür.
- Ağır metalleri uzaklaştırır
- Suyu berraklaştırır.
- Suyun kalitesini maksimum düzeye çıkarır.
- Ozon ihtiyaç kadar üretilip kullanıldığı için depolama problemi yoktur.
- Kötü koku ve tatları yok eder.
- Yeşermeyi engeller.
- Ekonomiktir, ekstra zaman ve personel gerektirmez.
- Daha hızlı ve sürekli bir sterilizasyon sağlar.
- Su vasıtasıyla yayılan hastalıkların bulaşmasını ve yayılmasını önler,
- Tesisatın her noktasının dezenfekte edilmesini sağlar.
- Ozonlanan su bir dezenfektan olarak kullanabileceğinden gerek mutfakta gerekse genel temizlik noktalarında harika sonuçlar doğurur.
- Görevini tamamlayan ozon oksijene dönüşeceği için oksijen yoğun hijyen bir su oluşur.
- Ozon suyun PH değerini değiştirmez.
- Su depolarında yuvalanan özellikle ecoli ve legionella yı % 99.9 yok eder
- Sarf gideri yoktur,
- Kimyasal olmadığı için bakiye bırakmaz,
- Kanserojen değildir.
- Çevre dostudur,
- Bakım ve montajı kolaydır.
İçme suyunda en etkili ve en sağlıklı yöntemi ozonla olduğu yapılan deneylerle ve verilmiş olan uluslar arası belgelerle belirtilmiştir.